Önemli Kadir Gecesi Anlamı ve Önemi

imas.ibrahim⁹⁹

Işimiz ALLAHA KALMIŞ İSE OLMUŞ BİL.
Yönetici
Site Sahibi
Danışman Hoca
T.C Onaylı
Katılım
26 Nis 2018
Mesajlar
338
Konum
İSTANBUL
Web sitesi
www.imasibrahim.com
KADİR GECESİ

Hayatımızın faniliği ve dünyaya aşırı meyil karşısında bu mübarek geceleri kendimizi yenileme ve günahlarımızdan arınma adına bir fırsat olarak değerlendirmeli, kendi muhasebemizi bizzat kendimiz yapıp özeleştiride bulunmalı ve kendimizi bizzat kendimiz sorguya çekerek geleceğimizin kaderini en güzel bir şekilde oluşturma gayretini göstermeli ve günahlarımıza tevbe edip Rabbimizden af dilemeliyiz. Hayatımızı güzelliklerle şekillendirmenin kararını almalı, Rabbimize, yakınlarımıza ve insanlara karşı sorumluluğumuzu hatırlamalı, kendimiz, dünyanın dört bir tarafında bulunan Müslüman kardeşlerimiz ve bütün insanlık için duada bulunmalıyız. Kadir gecesini idrak etme ve onun bereket ve feyzinden istifade etme, Kur’an’ı anlama ve onun bize çizdiği sırat-ı müstakim üzere yürümekle mümkündür. Bu gecede hayatımızın Kur’an ve Sünnet’e uygun olup olmadığının muhasebesini yapmalı, etrafımızda bulunan yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların halini sormalı ve onlara yardım etmeliyiz. Manevî mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gecede gaflet uykusundan uyanmalı, özümüze dönmeli, kötü huy ve davranışlarımızdan uzaklaşarak güzel huy ve davranışlarımızı artırma kararını almalı ve bu kararlarımızı gerçekleştirme çabasına girmeliyiz. Kalbimizdeki manevî kirleri temizlemeli ve ruhumuzu arındırmalıyız. Bütün günlerimizin ve gecelerimizin de Kadir gecesinin aydınlığında geçmesi için ibadeti ve duayı hayatımızın her gün ve gecesine yaymalıyız. Duayı, kulluk ve ibadeti sadece Kadir gecesi veya diğer kutsal zamanlara tahsis edenler ise bu gecenin bereketinden istifade etmesi pek mümkün değildir. Bunun için Kadir gecesi gizlenmiş ve ne zaman olduğu bize açıkça belirtilmemiştir.

BİN AYDAN HAYIRLI GECE, KADİR GECESİ

Kadr Sûresinin Anlamı
1. Biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesinde indirdik.
2. Bilir misin nedir Kadir Gecesi?
3. Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır.
4. O gece melekler ve Ruh (Cebrail), Rablerinin izniyle her iş için iner dururlar.
5. O gece, fecrin doğuşuna kadar esenlik doludur.

Kadir Gecesi Ne Demektir?

Bir yıl içinde idrak ettiğimiz beş kandilden en değerlisi hiç şüphesiz Kadir Gecesidir. Nasıl Ramazan ayı onbir ayın sultanı ise Kadir Gecesi de gecelerin ve kandillerin sultanıdır. Mekânları değerli yapan temsil ettikleri anlam veya üzerinde bulunanlar olduğu gibi, zamanları değerli kılan da, içinde meydana gelen olaylardır. Kadir gecesinin kıymeti ve onun Allah tarafından bin aydan daha hayırlı kabul edilmesi, Kur’an’ın bu gecede indirilmiş olmasındandır. Kur’an’ın 114 sûresinden biri de bu geceyi anlatmakta ve ‘Kadr’ ismini taşımaktadır. Kadir gecesinin müstesna bir kıymeti ve fazileti bulunduğundan müstakil bir sûre ile bize bildirilmiştir.

Sûreye ve geceye adını veren Kadr kelimesinin üç anlamı vardır:

1. Takdir ve kader anlamıdır. Bu gece Hüküm Gecesidir. Bu anlamıyla Kadir gecesi, Allahü Teala’nın takdirinde hükmolunmuş işlerin ayırt edildiği gecedir. Takdirden maksat ise ezelî hükmün açığa çıkmasıdır. Yüce Allah bu gecede bir yıllık olayların kaderini uygulamaları için ilgili meleklere emir verir. Sûrenin bu anlamına Kadir gecesinden bahseden Duhân Sûresinin ilk ayetleri de işaret etmektedir. Duhân sûresinde “Apaçık olan Kitab’a yemin olsun ki, Biz onu mübarek bir gecede indirdik. Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir” (Duhân, 44/2-4) buyurulmaktadır. Bu anlamıyla Kadir gecesi kader gecesidir. Bu gece, işlerin ve hükümlerin takdir edildiği gecedir. İbn Abbas’ın “Allah Teâlâ, bir yıl içinde yağmur, rızık, diriltme, öldürme vs. gibi olabilecek şeyleri, gelecek yılın bu gecesine kadar takdir eder” dediği nakledilir. “Katımızdan bir emirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir” (Duhân, 4) ayeti de benzer bir anlamı ifade etmektedir. Fakat bu, Allah’ın takdîrinin bu gecede gerçekleştiği anlamında değildir. Çünkü Cenâb-ı Hak, olacak her şeyi, kainatı yaratmadan önce, ezelde takdir etmiştir. Bu ifadeyle, takdir edilen bütün işlerin o gecede meleklere açıklanması kastedilmiştir.

2. Kadr’ın ikinci anlamı ise; şeref ve azamet, kadir ve kıymettir. Buna göre Kadir gecesi çok şerefli ve değerli gece demektir. Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Bin ay ise yaklaşık 84 yıla denk gelmektedir. Bu gecede mü’minler bir ömür boyu ancak elde edebilecekleri sevabı elde etme imkanına sahiptirler. Kadr sûresinde zikredilen “Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır” (Kadr, 97/3) ifadesi de gecenin kıymetini açıklamaktadır. Ancak kıymet, şeref ve azamet manası iki ihtimali taşımaktadır. “Kim o gecede taatta bulunursa, kıymetli ve şerefli olur” anlamına gelebildiği gibi, “O gecede yapılan taatların kadr-u kıymetleri daha fazladır” manasında da olabilir. Ebû Bekir el-Verrak: “Bu geceye Kadir gecesi denilmesi, o gecede kıymetli bir kitabın kıymetli bir meleğin lisanı üzere, kıymetli bir ümmete inmiş olmasındandır. Belki de Cenâb-ı Hak, ‘Kadr’ lafzını, bu sebepten dolayı bu sûrede üç kez tekrarlamıştır” der.

3. Kadr’ın üçüncü anlamı ise tazyik, darlık ve sıkışıklık anlamındadır. Kadir gecesinin tazyik Gecesi anlamına göre bu gecede bir çok melek yeryüzüne indiği için yeryüzü meleklere dar gelir. Yine Kadir gecesinin tazyik ve sıkıntı anlamı ile ilk vahyin gelişinde Cebrail’in Resûl-i Ekrem Efendimizi sıkması arasında da irtibat kurulmuştur.

Kadir Gecesi Ne Zamandır?

“O Ramazan ayı ki, Kur’ân onda indirilmiştir” (Bakara, 2/185) ayetinde Kur’an’ın Ramazan ayında indirildiği açıkça ifade edilmektedir. Kadr Sûresinde ise “Muhakkak ki Biz Kur’an’ı Kadir Gecesinde indirdik” buyurulmaktadır. Kadr sûresinin devam eden ayetlerinde ise Kadir gecesinin değeri ve o gecenin önemi anlatılmakta, fakat Kadir Gecesinin ne zaman olduğuna değinilmemektedir. Duhan Sûresinde ise “Apaçık Kitaba yemin olsun ki, şüphesiz Biz onu (Kur’an’ı) mübarek bir gecede indirdik” (Duhan, 44/2-3) buyurulmaktadır. Bu ayetlerden, Kadir gecesinin Ramazan ayı içerisinde olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Kadir Gecesinin Ramazan ayı içinde olduğu kesindir. Kur’an’da Kadir gecesinin Ramazan ayında olduğu belirtilmiş, fakat hangi gecesinde olduğu açıklanmamıştır.

Bin aydan hayırlı bir gecenin ne zaman olduğunu bilmek, herkesin merak edeceği bir husustur. Kur’an’da bu gecenin zamanı ile ilgili açık bir bilgi olmayınca sahabe-i kiram, Kadir gecesinin ne zaman olduğunu Resûl-i Ekrem’e de sormuşlardır. Bu nedenle Kadir gecesinin zamanı ile ilgili Resûlüllah’ın (s.a.v.) hadislerinde bazı bilgiler bulunmaktadır. Ancak Peygamber Efendimiz de bu gecenin ne zaman olduğunu açık bir şekilde belirtmemiştir. Bazı hadislerde Kadir gecesinin Ramazan ayının son on günündeki tek rakamlı geceler içinde gizlendiği bildirilmiştir. “Siz Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız” (Buhârî, Leyletü’l-Kadr, 3). Diğer bazı hadislerde ise bu gecenin, Ramazan’ın son yedi gecesinde olduğuna işaret edilmiştir. (Buharî, Leyletü’l-Kadr, 2). İbn Ömer’den nakledilen bir rivayete göre ise Resûl-i Ekrem Efendimize Kadir gecesinin ne zaman olduğu sorulmuş, Resûlüllah (s.a.v.) da Kadir Gecesi Ramazan’ın tamamındadır diye cevap vermiştir (Ebu Davud, Salât, 324).

Kadir Gecesinin Ramazan’ın son on gününün gecelerinden birinde olduğu ağırlık kazanmıştır. Özellikle Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz’in Ramazan’ın son on günü girince ibadete daha çok ağırlık vermesi, geceleri ihya edip aile bireylerini de ibadet için uyandırması, son on günü aynı zamanda itikafta bulunmak suretiyle değerlendirmesi bu rivayeti daha da kuvvetlendirmektedir. Hz. Aişe diyor ki: “Ramazan’ın son on günü girince Resûlüllah (s.a.v.) kalkıp geceyi ihya eder ve ev halkını uyandırır; böylece tam bir ciddiyetle ibâdete yönelir ve (bunun için) kemerini sıkardı” (Buhari, Leyletü’l-Kadr, 5).

Buhari’nin bir rivayetine göre İbn Ömer şöyle demektedir: Resûlüllah’ın ashabından bazı kimselere Kadir gecesi, rüyalarında Ramazan’ın son yedi gecesi içinde gösterildi. Resûlüllah da ashabına şöyle dedi: “Ben sizin rüyalarınızın Ramazan’ın son yedi gecesinde birbirine uyduğunu/örtüştüğünü görüyorum. Artık kim Kadir gecesini aramaya çalışacaksa, onu Ramazan’ın sonundan yedi gece içinde arasın” (Buhari, Leyletü’l-Kadr, 2). Hz. Aişe’nin bir rivayetine göre ise Resûlüllah (s.a.v.) Ramazan’ın son on günlerinde itikafa girer ve “Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içinde arayınız” buyururdu. (Buhari, Leyletü’l-Kadr, 3).

Ebu Said el-Hudrî’nin bir rivayetine göre ise Resûlüllah bir Ramazan ayında Ramazan’ın ortasındaki on gün itikafta bulunmuş, sahâbe de onunla itikafa girmişti. Resûl-i Ekrem, 20. günün sabahı itikaf yerinden çıkıp ashaba bir konuşma yapmış ve sonunda şöyle demiştir: “Kadir gecesi bana uykumda gösterilmişken sonra bana unutturuldu. Artık siz onu Ramazan’ın son on günü içinde arayınız. Ben (Rüyada) kendimi su ve balçık/çamur içinde secde eder gördüm.” Resûlüllah, kendisiyle beraber itikafta bulunanlardan itikaflarına devam etmelerini istemiş ve kendisi de itikaf yerine çekilmişti. Ravi Ebû Said el-Hudrî devamla diyor ki: Hava açıktı. Gökte bir bulut parçası bile görmüyorduk. Sonra bir bulut parçası geldi. İşte bu gece (21. gece) içinde çok şiddetli bir yağmur yağdı. Hatta Mescid-i Nebevî’nin tavanlarından Resûlüllah’ın secde ettiği yere su aktı. Mescidin çatısı hurma ağacından idi. Sonra sabah namazı kılındı. Ben Resûlüllah’ın su ve balçığa secde ettiğini gördüm. Bunu Ramazan’ın 21. gecesinde gördüm. Ben Resûlüllah sabah namazından döndüğünde kendisine baktım, Resûlüllah’ın yüzünde (alnında ve burnunda) çamur ve su izi gördüm.” (Buhari, Leyletü’l-Kadr, 3). Ebu Said el-Hudrî, bu olayı Kadir gecesinin Ramazan’ın 21. gecesine denk geldiği şeklinde yorumlamaktadır.

Ubade b. Samit ise Kadir gecesinin Resûlüllah’a unutturulması hakkında farklı bir hadise daha zikretmektedir. Buna göre “Resûlüllah (s.a.v.) Kadir gecesini bize haber vermek üzere (hücresinden) çıktı. Derken Müslümanlardan iki kişi kavga ettiler. Sonra Resûlüllah şöyle buyurdu. “Ben size Kadir gecesini haber vermek üzere çıkmıştım. Filan ve falan birbirleriyle kavga ettiler de (Kadir gecesine ait bilgi kalbimden) kaldırıldı.” (Buhari, Leyletü’l-Kadr, 4). Unutma ile ilgili bu ve diğer hadisi birlikte düşündüğümüzde bu iki hadisenin farklı Ramazan ayında olması da mümkündür.

Kadir gecesinin ne zaman olduğu hakkındaki görüşleri kısaca şöyle özetleyebiliriz: Alimler arasında Kadir gecesinin Ramazan’ın 1, 17, 18, 19, 21, 23, 25, 27, 29, 30. gecelerinde olduğunu düşünenler bulunmaktadır. Kadir gecesinin Ramazan’ın bütün gecelerinde aranmasını söyleyenler olduğu gibi, bütün senenin belirli olmayan bir gecesinde olduğunu iddia edenler bile vardır. İmam Azam’ın Kadir gecesinin Ramazan ayında olduğunu, fakat her sene değişerek farklı gecelerde olduğunu söylediği bildirilmektedir. Yine İmam Azam’dan Kadir gecesinin bazen Ramazan’da, bazen Ramazan dışındaki bir ayda olduğu görüşü de nakledilmektedir. Hanefi İmamlarından Ebu Yusuf ve Muhammed’e göre ise Ramazan ayının belirsiz bir gecesi olduğu, fakat hiç değişmeyip her sene aynı gece olduğu görüşü nakledilir. İmam Şafiî’den ise Ramazan’ın son on günü içinde olduğu görüşü nakledilir. Buna göre Kadir gecesinin her sene aynı tarihte olmaması da mümkün gözükmektedir. Zira Kur’an’ın indirildiği zaman Kadir gecesi Ramazan’ın hangi gününde ise o tarihte indirilmiş olabilir. Kadir gecesinin, kendinden önceki ve sonraki zamanları da aydınlatması, bu sebeple diğer zamanların da Kadir gecesi gibi bereketli olması da mümkündür.

Kadir gecesinin Ramazan’ın 27. gecesi olduğuna dair kanaatler öne çıkmıştır. Hz. Aişe’den Buharî ve Müslim’in de rivayet ettiği bir hadise göre Resûlüllah’a ilk vahiy Ramazan ayının 27. gecesinde gelmiştir. Bu rivayet de 27. gece anlayışını kuvvetlendirmiştir. İslâm’ın ilk devirlerinden itibaren de Ramazan’ın 27. gecesi Kadir Gecesi olduğu kanaati yaygınlık kazanmıştır. Ancak bu kesin değildir.

Kadir gecesinin Ramazan’ın son on günü içinde aranması ile Cebrail’in Resûlüllah’a, Resûlüllah’ın da Cebrail’e Kur’an’ı karşılıklı olarak okumaları anlamındaki “Arza” arasında da bir irtibat olması mümkündür. Ramazan ayında okunan mukabelenin başlangıcı da Cebrail ile Peygamber Efendimizin Ramazan ayında karşılıklı Kur’an okumalarıdır (Arza). Buna göre Cebrail Ramazan ayında gelerek, o zamana kadar vahyolunmuş olan Kur’an’ı Peygamberimize okur, sonra da Peygamberimiz Cebrail’e okurdu. Bu da her Ramazan’da daha önce vahyedilmiş sûre ve ayetlerin Peygamberimize topluca tekrar vahyedilmesidir. Her Ramazan ayında Cebrail Kur’an’ı Peygamberimize bir defa arzederdi. Resûl-i Ekrem Efendimiz’in vefatından önceki son Ramazan’da ise arza iki defa tekrarlanmıştır. Resûlüllah (s.a.v.) her Ramazanda on gün itikaf yaparken, son Ramazanda yirmi gün itikaf yapmıştır. Buradan, her Ramazan’da Kur’an’ın topluca bir defa daha nazil olduğunu söyleyebiliriz. Peygamberimizin arza’nın iki defa tekrarlandığı son Ramazan ayında on gün yerine yirmi gün itikafa girmiş olmasından arza’nın bir gün veya bir gecede olmadığı anlaşılabilir. Muhtemelen arza Kadir gecesini de içeren Ramazan’ın son on gününde tamamlanıyordu. Resûlüllah (s.a.v.) de Cebrail’in kendisine okuduğu Kur’an’ı ümmetine okuyordu (mukabele). Böylece Kur’an’ın hiçbir tereddüde yer vermeden intikali sağlanmış oluyordu.

Kadir Gecesi Niçin Gizlenmiştir?

Kadir gecesinin faziletine dair bilgilerle beraber hem Kur’an, hem de Peygamber Efendimiz bize Kadir gecesinin ne zaman olduğunu açıkça bildirmemişlerdir. Tek bildiğimiz, bu gecenin Ramazan ayında olduğudur. Hadis-i şeriflerin tamamı dikkate alındığında ise bu gecenin büyük ihtimalle Ramazan’ın son on gününün tek rakamlı gecelerinin birinde olduğudur. Bu kadar değerli ve mübarek olan gece neden bize açık bir şekilde bildirilmemiştir? Bunun bazı sebep ve hikmetleri vardır. Öncelikle insanların bu gece kazanacakları bol mükâfat ve sevaba güvenerek diğer zamanlarda kulluk görevlerini ve ibadetlerini ihmal etmemeleri, ibadet ve duayı sadece bu zamanlara tahsis etmemeleri bunların başında gelmektedir. Bu şekilde mü’minler Ramazan ayının tamamını heyecan ve şevkle geçirecekler, son on gününü ise daha da verimli değerlendirmeye çalışacaklardır. Peygamberimiz de Ramazan’ın son on günü itikafa girer, ibadet ve dualarını bu dönemde çoğaltırdı.

Resûlüllah’ın (s.a.v.) Kadir gecesinin ne zaman olduğunu bildiği ve bu geceyi ümmetine de haber vermek istediği, fakat Allahü Teala tarafından bu gecenin ne zaman olduğunun insanlara bildirilmesinin istenmediği için Peygamberimiz’e unutturulduğu rivayet edilmektedir. Resûlüllah (s.a.v.) bunun daha hayırlı olabileceğini de söylemektedir. “Umarım ki bu sizin için hayırlı olur. Artık siz onu Ramazan’ın son on gününde arayın” (Buhari, Leyletü’l-Kadr, 4).

Dinimizde kutsal ve kıymetli olduğu halde gizli olan sadece Kadir gecesi değildir. Cenab-ı Hak, mü’minlerin dinî sorumluluklarına sürekli dikkat etmeleri için bazı şeyleri gizlemiştir. Meselâ; Allahü Teâlâ, herkes bütün dinî emirlere riayet etsin diye rızasını ibadet ve kullukta; günah sayılabilecek bütün şeylerden sakınsınlar diye gazabını günahlarda; herkese saygı duysunlar ve iyi gözle baksınlar diye velî kullarını insanlar arasında; sürekli dua ve niyazda bulunsunlar diye duaların kabul ve icabetini bütün dualarda; Allah’ın bütün isimlerine saygı duysunlar diye İsm-i A`zamını Esmâ-i Hüsnâ arasında; her namaza devam etsinler diye beş vakit namaz arasında “salât-ı vüstâ/orta namaz”ı; bütün Cuma gününü değerlendirsinler diye Cuma gününde duaların kabul olduğu vakti, sürekli tevbe-istiğfar etsinler diye tevbenin kabulünü ve insanlar hayatları boyunca ibadet ve taate devam etsinler diye ölüm vaktini gizli tuttuğu gibi, Ramazan’ın tüm gecelerini değerlendirsinler ve ibadetle geçirsinler diye de Kadir gecesini gizli tutmuştur.

Kur’an’ın Kadir Gecesinde İndirilişi ile 23 Yılda İndirilişini Nasıl Anlamalıyız?

Kadr Sûresinde Kur’an’ın Kadir gecesinde indirildiği (Kadr, 1), Bakara sûresinde ise Ramazan ayında indirildiği (Bakara, 185) açıkça ifade edilmektedir. Diğer taraftan biliyoruz ki, Kur’an Peygamber Efendimize topluca indirilmemiş, 23 yıl süren Peygamberlik süresinde sûre veya ayetler halinde parça parça indirilmiştir. Peygamberimize ilk defa Kur’an 610 yılında Hira mağarasında indirilmeye başlamış, ilk olarak da sadece Alâk sûresinin ilk beş ayeti nazil olmuştur. Kur’an’ın tamamı aynı anda nazil olmamıştır. Bu iki durumu nasıl izah edebiliriz? Bu konuda müfessirlerin farklı görüşleri bulunmaktadır.

Bunlardan bir görüşe göre “Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik” (Kadr, 1) ifadesi “Kur’an’ın tamamını indirdik” anlamına geldiği gibi “Kur’an’ı indirmeye başladık” anlamına da gelebilir. Dolayısıyla Kadir gecesi (veya Ramazan ayı) Kur’an’ın tamamının Peygamberimize indirildiği zaman değil, Kur’an’ın indirilmeye başladığı zamandır. “Muhakkak ki biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik” (Kadr, 1) ve “Ramazan ayı Kur’an’ın indirildiği aydır” (Bakara, 185) ayetlerinde sadece Kur’an’ın indirilmeye başladığı zaman ifade edilmiştir. Yani, bu ayetler Alâk sûresinin ilk beş ayetinin indirilişini haber vermektedir.

Müfessirlerin ve İslam alimlerinin çoğunluğunun görüşüne göre ise; Kur’an’ın inzal ve tenzilinden bahsedilmektedir. Kadr sûresinde zikredilen “enzelnâ-biz indirdik” ve Bakara sûresi 185. ayetindeki “ünzile-indirildi” kelimeleri topluca indirmeyi, Kur’an’ın indirilişinden bahseden başka ayetlerdeki“nezzelnâ” ise peyderpey, parça parça indirmeyi ifade etmektedir. Buna göre Kur’an Kadir gecesinde Levh-i mahfuzdan dünya semasına topluca indirilmiştir. Bu inzâldir. Daha sonra ise Kur’an Peygamberimize 23 yıl boyunca peyderpey indirilmiştir. Bu ise tenzildir.

Şunu kesin olarak söyleyebiliriz; ister Kur’an’ın topluca dünya semasına indirilişi sözkonusu olsun, isterse ilk indirilişin başlaması kasdedilsin, bu gece Kur’an dolayısıyla kıymetli ve mübarek sayılmıştır. Kadir gecesinin değerli olduğunu bizzat Rabbimiz bize haber vermektedir. Alimler arasındaki ihtilaf, Kur’an’ın Kadir gecesinde tamamının mı yoksa ilk ayetlerinin mi indirildiği hakkındadır. Gecenin değeri hakkında ise hiçbir ihtilaf yoktur.

Kadir Gecesinin Önemi

Kadir gecesi Allahü Teala’nın ahir zaman Peygamberi’nin (s.a.v.) ümmetine en büyük ihsan ve ikramlarından biridir. Az bir zaman içinde çok mükâfat kazanmak için ilahî bir fırsattır. İmam Malik’in rivayetine göre Resûlüllah’a (s.a.v.) ümmetinin ömrü gösterilmiş, fakat Resûl-i Ekrem Efendimiz, önceki ümmetlerin ömrüne nisbetle kısa olduğu için amelde, ibadet ve sevapta, onların uzun ömürde işlediklerine yetişemezler diye ümmetinin ömrünü kısa bulmuştu. Bunun üzerine Cenab-ı Hak bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini vermiştir (Muvatta, İtikâf, 15).

Kadir gecesinin önemi ve fazileti şu hususlara dayanmaktadır: 1. Kur’an bu gecede indirilmiştir. 2. Bu gecede ibadet, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin ay ibadetten daha hayırlıdır. Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. 3. Bu gecede, gelecek seneye kadar meydana gelecek her şey hakkındaki Allah’ın ezelî kaza ve takdiri infaz ve ilgili meleklere izhar ve tebliğ edilir. 4. Bu gecede Cebrail ve melekler Allah’ın emriyle yeryüzüne inerler.

Kadr sûresinde bu gecenin bin aydan hayırlı olduğu belirtilmiş, Duhan sûresinde ise “Biz onu (Kur’an’ı) mübarek bir gecede indirdik” (Duhan, 44/3) ifadesiyle mübarek bir gece olduğu açıklanmıştır. Kadir gecesi bereketli, mübarek, değerli ve bin aydan daha hayırlı bir gecedir.

Kadir gecesi kader gecesidir. Bu gecede herkesin bir yıl boyunca yapacakları, yaşayışı, rızkı ve ameli takdir edilir. Buna göre Kadir gecesi hüküm ve takdir gecesidir. Duhan sûresinde Kadir gecesinin bu özelliğine işaret edilmekte, “ Apaçık Kitaba (Kur an’a) andolsun ki, Biz onu mübarek bir gecede indirdik” (Duhan, 2-3) denildikten sonra bu gecenin özelliğine dikkat çekilmekte ve bu gecede büyük işlerin hükme bağlandığı açıklanmakta, hüküm ve hikmet sahibi her işin bu gecede ayrılıp belirlendiği belirtilmekte ve “Katımızdan bir enirle her hikmetli iş o gecede ayırt edilir” buyurulmaktadır.

Resûlüllah (s.a.v.) bir hadisinde “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır. Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları affedilir” (Buhari, Leyletü’l-Kadr, 1) buyurur. Hem Ramazan hem de Kadir gecesinin bütün günahlardan arınma fırsatı olduğunu Peygamberimiz bize müjdelemektedir.

Kadr sûresinde bu gecenin bin aydan hayırlı olduğunu açıklayan ayeti bazı müfessirler mutlak anlamıyla kabul edip bu gecenin bin aydan hayırlı olduğu, dolayısıyla bu gecede yapılan hayır-dua ve ibadetlerin diğer zamanlardaki bin ayda yapılanlardan daha sevaplı olduğu şeklinde kabul etmişlerdir. Bazı müfessirler ise bunun sadece çokluktan kinaye olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bin rakamı sadece bu gecede ibadet ve duaların çok sevap olduğunu belirtmek içindir.

Bu gecenin değeri dolaysıyla Resûlüllah (s.a.v.) Ramazan ayının son on gününü itikafa girerek geçirir, tefekkür, dua ve ibadetlerini artırırdı. Daha çok da dua ve istiğfara ağırlık verirdi. Hz. Aişe de Resûlüllah’a bu gecede nasıl dua etmesi gerektiğini sorunca şöyle cevap vermiştir: “Allahım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” diye dua etmesini söylemiştir.

Kadir gecesinin önemini kısaca özetleyecek olursak; Kur’an bu gecede indirilmiştir/indirilmeye başlamıştır. Kadir gecesinde yapılan ibadetler diğer zamanlarda yapılan ibadetlere göre bin aydan daha hayırlıdır. Bir yıl içinde cereyan edecek olan her türlü olaylar hakkındaki Allah’ın ezelî takdiri ilgili meleklere bu gecede bildirilir ve havale edilir. Yani bu gece kader gecesidir. Kadir gecesinde çok sayıda melek ve Cebrail, Allah’ın izniyle yeryüzüne inerler. Adeta mü’minler ve melekler Cebrail ile birlikte her Kadir gecesinde Kur’an’ın indirilişinin yıldönümünü birlikte kutlarlar. Melekler mü’minlerle selamlaşırlar. Bu gece tanyeri ağarıncaya kadar esenliktir.

Kadir gecesi önemini Kur’an’dan almaktadır. Kur’an bu gecede indirilmiştir. Kur’an, insanları dünya ve ahiret mutluluğuna götüren, bütün insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkaran, insanlığın hidayet rehberi, Allah’ı bize tanıtan, hidayet, zikir ve furkan olan kitaptır. Kadir gecesini Kur’an kıymetlendirmiştir. Kur’an’ın indirildiği gece Allah nezdinde böyle kıymetli ise, bizzat Kur’an’ın kıymeti buna kıyas edilmelidir. Buna göre Kur’an’ın değeri takdir edilemeyecek kadar büyüktür. Dolayısıyla ahirette şefaatçimiz olacak Kur’an’la bu dünyada kucaklaşmalı ve ona sımsıkı sarılmalıyız. Kur’an Allah’ın insanları yüceltmek için yeryüzüne sarkıttığı bir ilahî iptir. Zira Kur’an’da “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın” (Al-i İmran, 3/103) buyurulmaktadır.

Kadir Gecesini Cebrail, Melekler ve Mü’minler Birlikte Kutlar

Kadir gecesinin en önemli özelliklerinden biri de Resûlüllah’a (s.a.v.) Kur’an’ı getiren Cebrail’in, Kur’an’ın ilk indirilişinin hatırasına meleklerle birlikte yine yeryüzüne inmesi ve mü’minlerin Kadir gecesi kutlamasına iştirak etmesidir. Kadr sûresinin 4. ayetinde “O gece melekler ve Ruh (Cebrail), Rablerinin izniyle her bir iş için iner dururlar” buyurularak bu husus açıklanmaktadır. Sûrede Kur’an’ın Kadir gecesinde indirildiği geçmiş zaman kipiyle/sîgasıyla “Biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik” şeklinde ifade edilirken, Cebrail ve meleklerin bu gecede inmesi geçmiş zaman fiiliyle değil, geniş zamanla ifade edilmekte ve “O gece melekler ve Ruh (Cebrail), Rablerinin izniyle her bir iş için iner dururlar” buyurulmaktadır. Bu ifadeden meleklerin ve Cebrail’in yeryüzüne inmesinin sadece Kur’an’ın indirildiği Kadir gecesinde değil, her seneki Kadir gecesinde cereyan ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle Kadir gecesinin en önemli özelliklerinden biri de Cebrail’in Kur’an’ı yeni indiriyormuş gibi Kur’an’ın indiriliş yıldönümünde tekrar yeryüzüne inmesidir. Kur’an’ın indirilişini yer ehli ve gök ehli birlikte kutlamaktadır. Kadir gecesi akın akın meleklerin yeryüzüne seyahat ettikleri bir zamandır ve gecenin kudsiyeti tan yerinin ağarmasına kadar devam etmektedir. Kadir gecesi tan yeri ağarıncaya kadar süren bir selamettir. O gecede yeryüzüne inen melekler mü’minlere selam verirler ve dua ederler. Bu gecede mü’minler şeytandan, her türlü şerlerden ve musibetlerden selamettedir. En önemlisi de bir ay boyunca insanlara ait bir özellik olan yeme-içmeyi ve şehveti bırakarak melekleşme çabası içine giren ve meleklere benzeyen mü’minler, Kadir gecesini meleklerle birlikte ve meleklerin tebrik, selam ve dualarıyla birlikte kutlamaktadırlar.

Kadir Gecesinde Neler Yapılmalıdır?

Kadir gecesi mü’minler için büyük bir fırsattır. Peygamberimizin ifadesiyle bu gecede herkes geçmiş bütün günahlarından arınma imkanı ile karşı karşıyadır. Resûlüllah (s.a.v.) Kadir gecesinin fazileti hakkında şöyle buyurur: “Kim inanarak ve sevabını Yüce Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya ederse onun geçmiş günahları bağışlanır” (Buhârî, Leyletü’l-Kadr, 1). Bütün günahlardan kurtulma imkanını önümüze seren bu geceyi en iyi bir şekilde değerlendirme gayreti içinde olunmalıdır.

Kadir gecesine mahsus belirli bir ibadet yoktur. Ancak bu geceyi nafile veya kaza namazıyla, Kur’an okuyarak, dua ederek, tevbe-istiğfarda bulunarak ve Allah’ı çokça zikrederek geçirmek güzeldir. Kur’an’ın bize intikalini sağlayan Resûl-i Ekrem Efendimizi de bu gecede çokça anmalı, Ona salât-ü selamda bulunmalı, salavat getirmeli ve O’nun şefaatine nail olmak için dua etmeliyiz. Hz. Aişe Resûlüllah’a “Ey Allah’ın Resulü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?” diye sormuş, Resûlüllah (s.a.v.) de “Allahümme inneke afüvvün tühıbbü’l-afve fa`fu annî-Allah’ım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” diye dua et buyurmuştur (Tirmizi, Daavât, 84; İbn Mâce, Dua, 5). Süfyan-ı Sevrî ise “Kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur’ân okuyup sonra dua etmek ise daha da güzeldir” demiştir.

Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) Kadir gecesinin de içinde bulunduğunu bize haber verdiği Ramazan’ın son on gününde ibadet hususunda eşsiz bir gayret ve çaba içine girer, gecelerini dua ve ibadet ile ihya eder ve aile fertlerini de ibadet için teşvik ederdi. Geceleri çokça Kur’an okurdu. Bizim de aynı şekilde bu geceleri Kadir gecesini ihya düşüncesiyle namaz, Kur’an okuma, dua, tevbe-istiğfar gibi çeşitli ibadet ve taatle geçirmeye çalışmamız ve bu manevî ortamı ailemizde herkesle birlikte oluşturmaya gayret etmemiz en güzel davranış olacaktır. Kadir gecesini idrak düşüncesiyle bilhassa Ramazan’ın son on günü yatsı ve teravih namazlarını camide kılmaya gayret edilmelidir. Kadir gecesinde sadece kendimize değil, ailemize, akrabalarımıza, ahirete irtihal eden yakınlarımıza, üzerimizde kul hakkı bulunan kimselere ve bütün mü’minlere dua etmeli ve bu şekilde bütün mü’minlerin dualarına ortak olmalıyız.

Hayatımızın faniliği ve dünyaya aşırı meyil karşısında bu mübarek geceleri kendimizi yenileme ve günahlarımızdan arınma adına bir fırsat olarak değerlendirmeli, kendi muhasebemizi bizzat kendimiz yapıp özeleştiride bulunmalı ve kendimizi bizzat kendimiz sorguya çekerek geleceğimizin kaderini en güzel bir şekilde oluşturma gayretini göstermeli ve günahlarımıza tevbe edip Rabbimizden af dilemeliyiz. Hayatımızı güzelliklerle şekillendirmenin kararını almalı, Rabbimize, yakınlarımıza ve insanlara karşı sorumluluğumuzu hatırlamalı, kendimiz, dünyanın dört bir tarafında bulunan Müslüman kardeşlerimiz ve bütün insanlık için duada bulunmalıyız. Kadir gecesini idrak etme ve onun bereket ve feyzinden istifade etme, Kur’an’ı anlama ve onun bize çizdiği sırat-ı müstakim üzere yürümekle mümkündür. Bu gecede hayatımızın Kur’an ve Sünnet’e uygun olup olmadığının muhasebesini yapmalı, etrafımızda bulunan yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların halini sormalı ve onlara yardım etmeliyiz. Manevî mükâfatların sınırsız olarak verildiği bu gecede gaflet uykusundan uyanmalı, özümüze dönmeli, kötü huy ve davranışlarımızdan uzaklaşarak güzel huy ve davranışlarımızı artırma kararını almalı ve bu kararlarımızı gerçekleştirme çabasına girmeliyiz. Kalbimizdeki manevî kirleri temizlemeli ve ruhumuzu arındırmalıyız. Bütün günlerimizin ve gecelerimizin de Kadir gecesinin aydınlığında geçmesi için ibadeti ve duayı hayatımızın her gün ve gecesine yaymalıyız. Duayı, kulluk ve ibadeti sadece Kadir gecesi veya diğer kutsal zamanlara tahsis edenler ise bu gecenin bereketinden istifade etmesi pek mümkün değildir. Bunun için Kadir gecesi gizlenmiş ve ne zaman olduğu bize açıkça belirtilmemiştir.

Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizin Kadir Gecesini tebrik ediyor ve bu gecenin, bizim için, milletimiz için, İslam alemi ve bütün insanlık için barış, huzur ve saadete, bütün müminlerin de affına vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Saygılarla
 

ozunu

SMS Onaylı
Normal Üye
Katılım
21 Şub 2019
Mesajlar
57
çok faydalı bir bilgi Allah istifade edenlerden eylesin bizi.
 
KONUYU OKUYAN VEYA CEVAPLAYACAK OLANLARIN DİKKATİNE.!!!

Konu yada kaynaklarda mesaj yazma zorunluluğu yoktur.

Gereksiz,anlamsız mesajlar yazarak konuları kirletmemeye çalışalım.

DEĞERLİ ZİYARETÇİLERİMİZ Forumuzdan daha fazla faydalanmak için Lütfen ÜYE OLUN.

ÜYE OLMADAN FİKİR ALIŞ VERİŞİ YAPAMAZSINIZ.!

YENİ SİSTEMİMİZDE SMS ONAYI OLMAYAN ÜYELER FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNAMAYACAKLAR

Bir Konuşma Başlat
Selam! Whatsapp'ta sohbet etmek için aşağıdaki danışmanlarımızdan birini tıklayın
Danışmanlarımız genellikle birkaç dakika içinde yanıt verir.