- Katılım
- 28 Nis 2018
- Mesajlar
- 376
Geriden beri zikrettiğimiz bunca fazilet ve meziyete rağmen bu gecede bile affedilmeyecek kullar var, bu ne büyük mahrumiyettir, aman yâ Rabbi! Sen bizi onlardan eyleme. Âmîn!
Birçok hadîs-i şerîfin açık beyanları üzere bu mübarek gecede bir takım insanlar günahları yüzünden mağfiret olmaktan ve Beraat almaktan mahrum olmaktadırlar. Bu hadîs-i şerîflerden bir kısmı şunlardır:
Mu‛âz ibni Cebel(Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurdu:“Allâh-u Te‛âlâ şa‛bânın yarı gecesinde tüm yaratıklarına nazar eder de, müşrik yahut müşâhin (fitne-fesat çıkaran ve dostluk bağlarını kesen kimse)dışında tüm kullarını bağışlar.”(Beyhakî, Şu‛abü’l-îmân, no:3833; İbni Mâce, no:1390; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 13/257)
Âişe(Radıyallâhu Anhâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurdu: “Cebrâîl (Aleyhisselâm)bana gelerek: ‘Bu gece şa‛bânın yarı gecesidir. Bunda Kelb kabîlesinin koyunlarının kılları kadar Allâh-u Te‛âlâ’nın âzadlıları vardır.Allâh-u Te‛âlâ bu gecede müşriklere, müşâhinlere, sıla-i rahimi kesenlere, eteğini yerden sürüyenlere, ana babasına isyan edenlere ve içkiye devam edenlere nazar etmez’ buyurdu.” (Beyhakî, Şu‛abü’l-îmân, no:3837; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 13/259)
Abdullâh ibni ‛Amr(Radıyallâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Allâh-u Te‛âlâ şa‛bânın yarı gecesinde tüm yaratıklarına nazar eder de, müşâhin ve adam öldüren dışında tüm kullarını bağışlar.”(Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, 2/176)
Ebû Sa‛lebe el-Huşenî(Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurmuştur: “Şa‛bânın yarı gecesi olunca Allâh-u Te‛âlâ yaratıklarına tecelli buyurur da müminleri bağışlar, kâfirlere (iman edinceye ya da cehenneme kadar)mühlet verir. Kindarları da kinlerini bırakıncaya kadar (affetmeyip)bırakır. (Beyhakî, Şu‛abü’l-îmân, no:3832; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 13/257)
Osmân ibni Ebi’l-‛Âs(Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyuruyor: “Şa‛bânın yarı gecesi oluncabir münadî: ‘Af isteyen var mı kendisini bağışlayayım? Bir şey isteyen var mı ona vereyim?’ diye nidâ eder. Artık tenâsül uzvuyla zinâ eden ya da şirk koşan dışında kim ne isterse mutlaka kendisine verilir.” (Beyhakî, Şu‛abü’l-îmân, no:3836; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 13/260; Kenzü’l-ummâl, no:35178)
Nevf el-Bikâlî(Radıyallâhu Anh)dan rivayet edildiğine göre şa‛bânın yarı gecesi Ali(Radıyallâhu Anh)defalarca evinden dışarı çıkarak göğe doğru baktı ve şöyle dedi: “Dâvûd (Aleyhisselâm)böyle bir gecede, aynı bu saatte dışarı çıkıp semaya bakarak: ‘Şu bir gerçek ki, bu saatte kim Allâh-u Te‛âlâ’ya yalvarırsa mutlaka ona icâbet eder. Bu gecede kim Allâh-u Te‛âlâ’dan af dilerse, aşşar yahut büyücü veya şâir yahut kâhin ya da arîf veya şurtî yahut câbî ya da davulcu ve tanburcu değilse mutlaka onu bağışlar’ buyurdu.” (İbni Receb, Letâifü’l-me‛ârif, sh:262)
Bu hususta daha birçok hadîs-i şerîf ve rivayet mevcuttur ki, onlarda da sayılanlara ilâveten: “Musavvir”, “Kattât”, “Musârim” ve “Mudarrib” gibi vasıflar nakledilmiştir.
Bu hadîs-i şeriflerden anlaşıldığına göre; bazı günahlar herkesin affolacağı Beraat gecesi bile affolunmaya ve duaların kabulune mânî olmaktadır. Bu vasıfları bir miktar izâha çalışacak olursak:
1) Şirk (Allâh-u Te‛âlâ’ya Ortak Koşmak)
Aynı zamanda imansızlık ve kâfirlikle eş anlamda olan bu günah Allâh-u Te‛âlâ’nın affetmeyeceğini bildirdiği tek günahtır. Diğer en büyük günahları bile diledikleri için bağışlayacağını:
﴿إِنَّ اللّٰهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذٰلِكَ لِمَنْ يَشَاءُ
وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَعِيدًا﴾
“Şüphesiz ki Allâh, Kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bundan başkasını ise diledikleri için bağışlar. Allâh’a ortak koşan gerçekten de pek uzak bir sapıklıkla sapmıştır”(Nisâ Sûresi:116)kavl-i şerîfinde beyan etmiştir.
Diğer bir âyeti kerimesinde de:
﴿إِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللّٰهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ وَمَأْوَاهُ النَّارُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ﴾
“Şu bir gerçek ki, kim Allâh’a ortak koşarsa gerçekten Allâh ona cenneti haram kılmıştır, sığınağı ateştir. O zâlimler için yardımcılardan bir fert bile yoktur”buyurmaktadır. (Mâide Sûresi:72’den)
Buradaki şirk ve müşrik mefhûmuna birkaç kısım kâfir de dâhildir.
a)Evvelce İslam dâiresinde iken sonradan dinden dönen mürtedler,
b)Yapılması veya bırakılmasının haram olduğu konusunda icmâ (âlimler arasında görüş birliği) bulunan birşeyi helal sayanlar,
c)Bir din üzere istikrar göstermeyen zındıklar,
d)İslam’ı gösterip, kâfirliği gizleyen münâfıklar.
2) Şahnâ (Kin Tutmak)
Birçok hadîs-i şerîfin açık beyanları üzere bu mübarek gecede bir takım insanlar günahları yüzünden mağfiret olmaktan ve Beraat almaktan mahrum olmaktadırlar. Bu hadîs-i şerîflerden bir kısmı şunlardır:
Mu‛âz ibni Cebel(Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurdu:“Allâh-u Te‛âlâ şa‛bânın yarı gecesinde tüm yaratıklarına nazar eder de, müşrik yahut müşâhin (fitne-fesat çıkaran ve dostluk bağlarını kesen kimse)dışında tüm kullarını bağışlar.”(Beyhakî, Şu‛abü’l-îmân, no:3833; İbni Mâce, no:1390; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 13/257)
Âişe(Radıyallâhu Anhâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurdu: “Cebrâîl (Aleyhisselâm)bana gelerek: ‘Bu gece şa‛bânın yarı gecesidir. Bunda Kelb kabîlesinin koyunlarının kılları kadar Allâh-u Te‛âlâ’nın âzadlıları vardır.Allâh-u Te‛âlâ bu gecede müşriklere, müşâhinlere, sıla-i rahimi kesenlere, eteğini yerden sürüyenlere, ana babasına isyan edenlere ve içkiye devam edenlere nazar etmez’ buyurdu.” (Beyhakî, Şu‛abü’l-îmân, no:3837; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 13/259)
Abdullâh ibni ‛Amr(Radıyallâhu Anhümâ)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Allâh-u Te‛âlâ şa‛bânın yarı gecesinde tüm yaratıklarına nazar eder de, müşâhin ve adam öldüren dışında tüm kullarını bağışlar.”(Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, 2/176)
Ebû Sa‛lebe el-Huşenî(Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyurmuştur: “Şa‛bânın yarı gecesi olunca Allâh-u Te‛âlâ yaratıklarına tecelli buyurur da müminleri bağışlar, kâfirlere (iman edinceye ya da cehenneme kadar)mühlet verir. Kindarları da kinlerini bırakıncaya kadar (affetmeyip)bırakır. (Beyhakî, Şu‛abü’l-îmân, no:3832; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 13/257)
Osmân ibni Ebi’l-‛Âs(Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh(Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)şöyle buyuruyor: “Şa‛bânın yarı gecesi oluncabir münadî: ‘Af isteyen var mı kendisini bağışlayayım? Bir şey isteyen var mı ona vereyim?’ diye nidâ eder. Artık tenâsül uzvuyla zinâ eden ya da şirk koşan dışında kim ne isterse mutlaka kendisine verilir.” (Beyhakî, Şu‛abü’l-îmân, no:3836; Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, 13/260; Kenzü’l-ummâl, no:35178)
Nevf el-Bikâlî(Radıyallâhu Anh)dan rivayet edildiğine göre şa‛bânın yarı gecesi Ali(Radıyallâhu Anh)defalarca evinden dışarı çıkarak göğe doğru baktı ve şöyle dedi: “Dâvûd (Aleyhisselâm)böyle bir gecede, aynı bu saatte dışarı çıkıp semaya bakarak: ‘Şu bir gerçek ki, bu saatte kim Allâh-u Te‛âlâ’ya yalvarırsa mutlaka ona icâbet eder. Bu gecede kim Allâh-u Te‛âlâ’dan af dilerse, aşşar yahut büyücü veya şâir yahut kâhin ya da arîf veya şurtî yahut câbî ya da davulcu ve tanburcu değilse mutlaka onu bağışlar’ buyurdu.” (İbni Receb, Letâifü’l-me‛ârif, sh:262)
Bu hususta daha birçok hadîs-i şerîf ve rivayet mevcuttur ki, onlarda da sayılanlara ilâveten: “Musavvir”, “Kattât”, “Musârim” ve “Mudarrib” gibi vasıflar nakledilmiştir.
Bu hadîs-i şeriflerden anlaşıldığına göre; bazı günahlar herkesin affolacağı Beraat gecesi bile affolunmaya ve duaların kabulune mânî olmaktadır. Bu vasıfları bir miktar izâha çalışacak olursak:
1) Şirk (Allâh-u Te‛âlâ’ya Ortak Koşmak)
Aynı zamanda imansızlık ve kâfirlikle eş anlamda olan bu günah Allâh-u Te‛âlâ’nın affetmeyeceğini bildirdiği tek günahtır. Diğer en büyük günahları bile diledikleri için bağışlayacağını:
﴿إِنَّ اللّٰهَ لَا يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذٰلِكَ لِمَنْ يَشَاءُ
وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا بَعِيدًا﴾
“Şüphesiz ki Allâh, Kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bundan başkasını ise diledikleri için bağışlar. Allâh’a ortak koşan gerçekten de pek uzak bir sapıklıkla sapmıştır”(Nisâ Sûresi:116)kavl-i şerîfinde beyan etmiştir.
Diğer bir âyeti kerimesinde de:
﴿إِنَّهُ مَنْ يُشْرِكْ بِاللّٰهِ فَقَدْ حَرَّمَ اللّٰهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ وَمَأْوَاهُ النَّارُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنْصَارٍ﴾
“Şu bir gerçek ki, kim Allâh’a ortak koşarsa gerçekten Allâh ona cenneti haram kılmıştır, sığınağı ateştir. O zâlimler için yardımcılardan bir fert bile yoktur”buyurmaktadır. (Mâide Sûresi:72’den)
Buradaki şirk ve müşrik mefhûmuna birkaç kısım kâfir de dâhildir.
a)Evvelce İslam dâiresinde iken sonradan dinden dönen mürtedler,
b)Yapılması veya bırakılmasının haram olduğu konusunda icmâ (âlimler arasında görüş birliği) bulunan birşeyi helal sayanlar,
c)Bir din üzere istikrar göstermeyen zındıklar,
d)İslam’ı gösterip, kâfirliği gizleyen münâfıklar.
2) Şahnâ (Kin Tutmak)